Teknik adıyla P-618 ve “Baker Miller Pembesi” olarak bilinen bu ton, psikolog Dr. Alexander Schauss’un 1979’daki çalışmalarıyla gündeme geldi.
İlaçsız Sakinleştirici Etki
Schauss’un araştırmalarına göre, pembe tonları saldırganlığı azaltıyor ve sakinliği teşvik ediyordu. Deneylerde, Baker Miller Pembesi’ne bakan erkeklerin kavrama gücünün azaldığı gözlemlendi. Bu nedenle ABD’de bazı cezaevlerinde hücreler pembe renge boyandı; 223 gün boyunca şiddet olaylarının yaşanmadığı rapor edildi. Bu durum pembe rengi “Sarhoş Tank Pembesi” olarak da tanınır hale getirdi.
Dünyadan Örnekler
İsviçre’de bazı hapishaneler hâlâ pembe hücre uygulamasını sürdürüyor. ABD’de ise tartışmalı şerif Joe Arpaio, mahkûmlara pembe iç çamaşırı giydirmiş, bazı futbol kulüpleri ise rakiplerini psikolojik olarak zayıflatmak amacıyla soyunma odalarını pembe renge boyamıştı. Norwich City ve Iowa State Üniversitesi, bu uygulamanın örneklerinden oldu.
Son Araştırmalar Farklı Sonuçlar Gösteriyor
Ancak sonraki araştırmalar pembe rengin sakinleştirici etkisini tutarlı olarak doğrulamadı. 1988’den itibaren yapılan deneyler ve 2014’te Dr. Oliver Genschow’un İsviçre’deki çalışması, pembe hücrelerde kalan mahkûmlar ile gri veya beyaz hücrelerde kalanlar arasında belirgin bir fark olmadığını gösterdi.
Psikoloji dergilerinde yayımlanan incelemeler, pembe rengin erkeklerde bazı durumlarda “erkekliğe saldırı” veya aşağılanma hissi yaratabileceğini ve bunun olumsuz sonuçlara yol açabileceğini öne sürüyor.