Pisi Pisi demekle ‘Pist’ Demenin Farkları
Isparta’da Kafkasya Pet AVM işletmesinin sahibi Elif Mugu, hayvanlara yapılan şiddet ve işkenceleri eleştirerek, hayvan sevgisinin günümüzde azaldığını, buna en büyük etken olarak da ailelerin çocuklarını hayvanlara karşı kötü dolduruşlara getirmesi olduğunu ifade etti.
Isparta’da Kafkasya Pet AVM işletmesinin sahibi Elif Mugu, hayvanlara yapılan şiddet ve işkenceleri eleştirerek, hayvan sevgisinin günümüzde azaldığını, buna en büyük etken olarak da ailelerin çocuklarını hayvanlara karşı kötü dolduruşlara getirmesi olduğunu ifade etti.
İşinde ehil olmuş 15 yıllık tecrübesiyle Kafkasya Pet Avm İşletmecisi Elif Mugu, Türkiye’de hayvan sevgisizliğinin nedenlerini ve sonuçlarını Demokrat Gazetesine anlattı.
Yapılan araştırma ve gözlemlere göre hayvan sevgisi olan bir çocuğun ruhsal açıdan sağlıklı olduğunun işaretlerinden biri olduğu belirtildi.
Hayvanları sevip ve sahiplenmenin çocuklara bir başka katkısı da, sevgiyi yaşayıp hayatında buna yer vermesine, dostluk kurmasına, sorumluluk almasına, sosyalleşmesine, sakinleşmesine yardımcı olduğu tespit edildi.
Isparta’da Pet AVM İşletmeciliği yapan Elif Mugu konuyla ilgili açıklamalarında hayvan sevgisinin mucizelerinden bahsetti. Mugu, “ Çocukluğumdan beri beslediğim hayvanlarım vardı. Hayvanlarımı besleyip küçük çaplı üretimini yapıyordum. Bir gün böyle büyük bir işletmem olacağı hiçbir zaman aklıma gelmemişti. Ancak hayvanlara olan sevgim beni bu mevkilere kadar getirdi.
A’dan Z’ye bütün hayvan malzemeleri yemleri, oyuncakları, canlı kuş ve benzeri türden hayvanlarımızın bulunduğu AVM’mize gelen müşterilerimize hayvanları sevdirmek ve insanlarla yakın temas kurdurmak için bir çabamız mevcut. Hayvanları sevmek sevdirmek öncelikle bize ne kazandırır? Önce bu konuya değinmek istiyorum. Bir hayvan sever olarak bana en büyük kazandırdığı şey sorumluluk sahibi birey olmamda büyük katkıları oldu. Merhamet, sevgi duygum eksilmeden şuan ki yaşıma kadar devamlı arttı aslında sayılabilecek birçok güzel duyguya katkısı olan hayvan severlik sayesinde kişiler hayatlarında sorumluluk bilincini geliştirirler. Ülkemizde maalesef hayvan sahiplenen kişi sayısı çok az, bunun en büyük etkeni dostlarımızı mikroplu, hastalıklı olarak görülmesi.
Yetişme tarzımızdan olsa gerek ki toplumumuzda özellikle annelerimiz hayvanları birer mikrop yuvası olarak görüyor. Çocuğunun hastalanacağını, tüylerinin dökülüp eşyalarına zarar vereceği gibi yanlış bir düşünce tarzı hakim. Hâlbuki şu çok kıskandığımız ve her şeyini beğendiğimiz ama bir hayvan sevgisini benimseyemediğimiz Avrupa’da yeni doğum yapan kadınlar evine kedi, köpek alıyorlar. Çocuklarını aynı yatakta yatırıp kardeşi gibi benimsemelerini sağlıyor. Aslında bu davranışla aile çocuğunu ilerde sosyal hayatına bilinçli ve sevgi dolu bir birey olarak hazırlıyorlar.
Türkiye’de ise kaldırımda bir kedi gören çocuk pist diye kaçıyor. Bu tür olaylara çok şahit oldum. Bakın Pist demek ile pisi pisi demek arasında çok büyük farklar var birisi sevdirici çekici bir kelime iken diğeri itici ve duygu yüklü olmayan bir kelime ve maalesef buraya gelen ailelerden gördüğüm kadarıyla ‘aman kızım dokunma, pis o, tırmalar’ gibi sözcüklerle çocuklar hayvanlara karşı antipatileri oluşuyor. İleride savunmasız bir canlıya acımadan zarar verebiliyor. ” Dedi. (TUĞBA SEREL)


Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.