Uzman Diyetisyen Tansu Duran, “Abur cuburlar, çocuklar ve ergenlerde metabolik sorunlar, hormonal dengesizlikler ve obezite riskini artırarak sağlık üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratıyor." Dedi.
Sessiz bir tehdit olarak ultra işlenmiş gıdalar (UPFs) yani abur cuburların, besin değeri düşük; kalori, yağ, şeker ve tuz içeriğinin yüksek olan işlenmiş besinler olduğuna değinen Uzman Diyetisyen Tansu Duran, “Şekerli içecekler, atıştırmalıklar (tatlı-tuzlu), hazır ve hızlı tüketim ürünleri, kahvaltılık gevrekler, tatlı ve kahve kremaları abur cuburları oluşturan başlıca ürünlerdir. Abur cuburlar özellikle çocuk ve ergenlerde hormonal dengeyi bozarak, genellikle metabolik hormonlar ve üreme hormonlarına etki etmektedir. Yüksek oranda basit şeker ve hızlı sindirilen karbonhidratları içeren abur cuburlar pankreasta hızlı insülin üretimini uyararak insülin direnci, obezite, karaciğer yağlanması ve tip 2 diyabet riskini çarpıcı şekilde artırmaktadır. Aşırı tüketiminde içeriği sebebiyle açlık hormonu (ghrelin) ve tokluk hormonu (leptin) işleyişini bozabilen abur cuburlar doygunluk hissini yok ederek, sürekli yeme isteğini artırır ve obezite riskini tetikler” dedi.
Abur cubur tüketimi ve sağlıksız yaşam tarzıyla artan çocukluk çağı obezitesinin hem kronik hastalık riskini hem de ergenliğe girme yaşına etki ederek sağlık risklerine yol açtığının altını çizen Uzman Diyetisyen Tansu Duran, “Son 10 yıldaki güncel verilere bakıldığında Türkiye’de ergenliğe girme yaşı değişmekte, obezite görülme sıklığı ise artmaktadır. Geleneksel olarak ergenliğin kızlarda 8-13 yaş, erkeklerde 9-14 yaş arasında başlaması kabul edilmektedir. Günümüzde ise kızlarda 8 yaş altında görülen ergenlik vakalarında ciddi bir artış söz konusu olmuştur. Erkek çocuklarında ise ergenliğin geç başlaması gözlenmiştir. Ergenlik yaşlarında görülen bu değişimin en büyük nedeni ise çocukluk çağı obezitesi ve Endokrin Bozucu Kimyasallara (EDCs) maruz kalınmasıdır” ifadelerini kullandı.
Konuşmasına şu şekilde devam eden Duran, “Plastik ve işlenmiş ambalajlarda satılan abur cuburlar, ambalajlarındaki ve içeriklerindeki bazı katkı maddeleri Endokrin Bozucu Kimyasalları (EDCs) içerebilir. EDCs’ler vücuttaki doğal hormonları taklit ederek veya engelleyerek hormonal dengeyi bozabilir. Özellikle çocuklarda yeni gelişen hormonal sistem bu etkenler yüzünden ciddi sağlık sorunları oluşturabilir. Kısaca obezite oluşumunu, kilo artışını, metabolik sorunları, kalp-damar hastalıklarını, diş sağlığını, böbrek ve tansiyon hastalıklarını, bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyen bu besinler aynı zamanda bilişsel- davranışsal bozukluklara yol açmakta, bağımlılık ve yeme bozukluklarına sebep olmaktadır” dedi.
SAĞLIKLI ALIŞKANLIKLAR İÇİN ADIMLAR
Çocuklarda abur cubur tüketiminin kısıtlanması gerektiğini vurgulayan Duran, “Abur cubur tüketimi kısıtlanarak, meyve, sebze ve lif tüketimi artırılmalı, porsiyon kontrolü ve farkındalık sağlanmalı, evde yemek yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Her gün en az 60 dakikalık orta şiddetli fiziksel aktivite planlanmalı, ekran (TV, tablet, telefon) başında geçirilen süre 2 saatin altına indirilmeli, aile katılımı ile aktif yaşam özendirilmelidir. Çocuklara yasaklar yerine seçimler öğretilmeli, etiket okuma alışkanlığı kazandırılmalı, mutfakta paydaş olma öğretilmeli ve en önemlisi iyi bir rol modellik yapılmalıdır” diyerek sözlerini noktaladı





