SDÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, Isparta’nın neredeyse her köyünün, höyüğünün ve tepesinin altında binlerce yıllık bir geçmiş yattığını belirterek, kentin Neolitik dönemden Roma’ya uzanan kesintisiz bir yaşamın izlerini taşıdığını söyledi.”

SDÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, Isparta'nın zengin tarihini ve turizme kazandırılabilecek potansiyelini anlattı. Isparta'nın, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını ve her köyünde, her ilçesinde bir antik yerleşim olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, bölgenin büyük bir arkeolojik zenginliğe sahip olduğunu vurguladı. Özhanlı, Isparta'nın tarihi dokusunun oldukça derinlere dayandığını ve keşfedilmeyi bekleyen birçok yerin olduğunu söyledi.

ISPARTA'NIN HER KÖYÜ BİR ANTİK KENTİN ÜZERİNDE KURULU

Prof. Dr. Özhanlı, Isparta'nın tüm ilçeleri ve köylerinin birer antik yerleşim üzerine kurulduğunu belirtti. Neolitik döneme kadar uzanan bu yerleşimlerin izlerinin günümüze kadar kesintisiz bir şekilde sürdüğünü ifade etti. Özhanlı, “Bugün hangi ilçeye giderseniz gidin, altında bir antik yerleşim var. Yalvaç, Şarkikaraağaç, Gelendost gibi bölgelerde, milattan önce 3 bin yılına kadar inen höyükler ve kalıntılar bulunuyor” dedi.

YALVAÇ VE ŞARKİKARAAĞAÇ’TA ANTİK YOL AĞLARI BULUNUYOR

Özhanlı, özellikle Yalvaç ve Şarkikaraağaç bölgelerinin, tarih boyunca kullanılan kara yollarıyla dikkat çektiğini belirtti. “Bu yol ağları, milattan önce 3 binli yıllarda kullanılan yolların daha geliştirilmiş hali. Yalvaç’ta 38 köy var, her biri antik yerleşimlerin izlerini taşıyor. O bölgede bulunan höyükler, bugüne kadar yapılmış kazıların da en önemli örneklerinden biri” diye ekledi.

ÇEŞMELER VE SU SİSTEMLERİ 3 BİN YILLIK

Bölgedeki eski yerleşimlerin su sistemlerinin de ilgi çekici olduğuna dikkat çeken Özhanlı, “Bazı höyük yerleşimlerinde hala su akıyor. Buralarda yaşayan insanları hayal etmek hiç de zor değil. Suyun akması, bu yerleşimlerin o dönemdeki yaşam biçimini gözler önüne seriyor” dedi.

KEÇİLİ, SENİRCE VE ÇEVRESİNDEKİ MAĞARALAR BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

Isparta çevresindeki mağaraların da arkeolojik açıdan büyük önem taşıdığını vurgulayan Özhanlı, Senirce ve Keçili köyleri yakınlarındaki mağaralarda yapılan kazılarda milattan önce 30 bin yılına kadar uzanan prehistorik buluntulara rastlandığını söyledi. Özhanlı, “Bu mağaralarda bulunan çakmak taşları, obsidyenler gibi malzemeler, Isparta’nın 30 bin yıl öncesine kadar uzanan insan yerleşimlerinin izlerini gösteriyor” diye ekledi.

HER TEPE VE DAĞDA YERLEŞİMLER BULUNUYOR

Isparta'nın her tepe ve dağında Demir Çağı’na ait kalekule yerleşimlerinin bulunduğunu ifade eden Özhanlı, bu kalekulelerin birbirlerini görebilmesi açısından stratejik bir öneme sahip olduklarını belirtti. “Isparta’nın birçok noktasında, Demir Çağı'na ait tepe yerleşimleri var. Bu yerleşimlerin yol ağları hala kullanılmakta. Buradan, tarihi bir yolculuk yapabilirsiniz” dedi.

Kadir Boylu Ortaokulu’ndan Ulusal ve Uluslararası Başarı!
Kadir Boylu Ortaokulu’ndan Ulusal ve Uluslararası Başarı!
İçeriği Görüntüle

ISPARTA KEŞFEDİLMESİ GEREKEN BİR POTANSİYELDİR

Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, Isparta’nın turizm açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu, ancak bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilemediğini söyledi. Özhanlı, “Eğer Isparta'da bir kültür rotası oluşturulursa, bu bölgelerden geçerken insanlar, Neolitik dönemin başlangıcından günümüze kadar uzanan bir yaşam döngüsünü gözlemleyebilir. Her belde, tarih boyunca kesintisiz bir yaşam alanı sunuyor” dedi. Özhanlı, Isparta'nın tarihi zenginliğini daha fazla tanıtmak için çevre düzenlemeleri ve gezi güzergahlarının oluşturulmasının önemine de dikkat çekti. Böylece, bölgenin hem arkeolojik hem de turistik olarak değer kazanacağına inandığını söyledi.

Muhabir: Nazlı Nur Çınardal