Isparta

AKADEMİK ÇALIŞMADAN TİCARETE UZANAN BİR YOL

Prof. Dr. Zeynep Banu Seydim, akademik birikimini ticarete dönüştürerek ‘Danem’ adını verdiği kefir üretim tesisinde insan sağlığına ve yaşam kalitesine katkı sağlayacak ürünler üretiyor. Teknokentte yer alan ve kurucularının akademisyen olduğu Danem tesisi, üniversite ve sanayi işbirliğini temel alarak, bilimsel yöntemlerle kefir üretimini gerçekleştiren bir girişim haline geldi.

Başlangıçta yalnızca bilimsel bilgilere sahip olan Seydim, yıllar içinde ticaret dünyasını da öğrenip, bu alanda önemli bir deneyim kazandı. ‘‘İlk zamanlar sadece bilimsel alanda birikimim vardı. Ancak zamanla ticaret ve sanayi alanlarında önemli bilgiler edindim. Her şeyin uzmanıyla çalışarak bu süreçleri aştım,’’ dedi. Şirket kurma sürecinde karşılaşılan zorlukları aşmanın kolay olmadığını belirten Seydim, “bu engelleri aşmak için gece gündüz çalışarak başarıya ulaştım. Zorluklar her zaman çıkacaktır ama bu engelleri aşmak için çözüm odaklı olmak gerekiyor. Sabır ve azimle her sorunu çözüme kavuşturduk,’’ şeklinde ifade eden Seydim, ‘‘Kadın olmam hiçbir engel oluşturmadı. Çözüm odaklı yaklaşımım her zaman beni ileriye taşıdı,’’ diye belirtti.

EKİBİM VE EŞİM EN BÜYÜK DESTEK VE DAYANAĞIM

Seydim, şirketin başarısında ekibinin büyük rolü olduğunu belirtiyor. ‘‘Ekibimle birlikte uyumlu bir şekilde çok güzel bir iş ortaya koyduk. Hep birlikte büyüdük. Eksikliklerimiz oldu ama çok güzel bir ekip ruhuyla her engeli aştık,’’ dedi. Ayrıca, eşinin de meslektaşı olması nedeniyle, her zaman büyük destek aldığını vurguladı. ‘‘Ailem ve özellikle eşim her zaman yanımdaydı,’’ şeklinde ekledi.

AKADEMİK VE TİCARİ BAŞARI BİR ARADA

Seydim, şirketin tamamen akademik temeller üzerine inşa edildiğini ancak sanayiye dair de güçlü adımlar atıldığını belirtti. ‘‘Bizim şirketimiz tamamen bilimsel altyapıya dayalı. Ürünlerimizi geliştirmek için bilimsel araştırmalar ve yenilikçi yaklaşımlar kullanıyoruz. Sanayi ve üniversite işbirliğiyle sektörde önemli bir adım atıldığını düşünüyorum,’’ diye konuştu.

Sağlıklı beslenme, son yıllarda toplumun her kesiminde daha fazla önem kazanıyor. Artık insanlar sadece ne yediklerine değil, yediklerinin içeriklerine de dikkat ediyor. Etiket okuyan ve bilinçli bir toplum, sağlıklı yaşamak ve uzun ömürlü olmak istiyor. Bu noktada Prof. Dr. Zeynep Banu Seydim, gıdaların sağlık üzerindeki etkileri ve probiyotiklerin rolü üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

GIDALARIMIZ ARTIK İLACIMIZ: SAĞLIKLI BESLENMENİN ÖNEMİ

Prof. Dr. Seydim, sağlıklı beslenmenin sadece bir yaşam tarzı değil, aynı zamanda sağlık için bir gereklilik haline geldiğini vurguladı. “Bugün gıdalarımız, bizim ilacımız haline geldi. Sağlıklı yaşamak isteyen, geç yaşlanmak isteyen, hücrelerini sürekli sağlıklı tutmak isteyen bir toplum var. İnsanlar artık sağlıklı yaşamı yalnızca sporla değil, doğru beslenmeyle de desteklemek istiyor. Etiketleri okuyan ve bilinçli seçimler yapan bir toplum giderek büyüyor” dedi.

İNSANLARIN İLGİSİ ARTIYOR

Günümüzde insanların sağlığına ve yaşam kalitesine katkı sağlayacak fonksiyonel ürünlere olan ilgisi de giderek artıyor. Prof. Dr. Seydim, bu bağlamda gıdaların içeriklerinin çok önemli olduğunu belirtti. "Sağlıklı beslenme, sadece besin öğelerinin değil, doğru mikroorganizmaların da vücuda sağlıklı bir şekilde taşınmasını gerektiriyor. Probiyotikler ve fonksiyonel gıdalar, bu dengeyi sağlayan önemli araçlardır" şeklinde konuştu.

PROBİYOTİKLERİN TARİHSEL GELİŞİMİ VE SAĞLIK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Prof. Dr. Seydim, probiyotiklerin tarihsel gelişimine de değindi. 1900’lü yıllarda, fermante süt ürünlerinde bulunan ve bağırsak sağlığını olumlu etkileyen mikroorganizmaların keşfedildiğini hatırlatan Seydim, “O dönemde bu mikroorganizmalar, bağırsağı olumlu yönde etkileyen canlılar olarak tanımlanıyordu, ancak probiyotik olarak adlandırılmıyordu. Ancak, probiyotiklerin faydaları günümüzde bilimsel olarak kanıtlanmış durumda" dedi.

Seydim, özellikle Balkanlar, Kafkaslar ve Türkler gibi uzun ömürlü toplumlardaki sağlıklı yaşam sırlarının, probiyotik içerikli gıdaların tüketilmesinde gizli olduğunu belirtti. "Kafkaslar'da yaşayan 100 yaş üstü bireylerin sağlıklı yaşamının sırrı kefir gibi probiyotik içeren gıdalarda. Kefir, bu toplumlar için bir içecekten çok daha fazlasıydı. Bir yaşam tarzıydı" dedi.

ANTİBİYOTİKLERİN YERİ VE PROBİYOTİKLERİN KORUYUCU ROLÜ

Antibiyotiklerin keşfiyle birlikte, insanların sağlığına yönelik yaklaşımlar da değişti. Ancak Prof. Dr. Seydim, antibiyotiklerin hastalık tedavisinde önemli bir yer tutsa da, sağlığı koruma noktasında probiyotiklerin ön plana çıktığını belirtti. “Antibiyotiklerin hastalıkları tedavi etme yönü önemli olsa da, sağlık öncesinde korunmalıdır. Probiyotiklerin koruyucu ve önleyici yönü çok daha etkili. Sağlığı korursak, hastalıklar daha az ortaya çıkar" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Seydim, probiyotiklerin düzenli kullanımıyla bağışıklık sisteminin güçlendiğini, sindirim sisteminin daha verimli çalıştığını ve genel vücut sağlığının iyileştiğini de sözlerine ekledi.

BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE DANEM’İN KATKILARI

Prof. Dr. Zeynep Banu Seydim, probiyotiklerin sağlık üzerindeki etkilerini destekleyen bilimsel araştırmaların arttığını belirtti. Bu alanda yapılan çalışmaları ve bilimsel yayınları örnek gösteren Seydim, “Kefir gibi probiyotik gıdalar üzerine yapılan bilimsel çalışmalar, sağlığımıza olan katkılarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle Gazi Üniversitesi ve diğer üniversitelerle yapılan iş birlikleriyle, probiyotiklerin etkileri bilimsel olarak kanıtlanıyor” dedi.

Danem’in bu alandaki desteklerinin de önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Seydim, “Danem gibi firmalar, bilimsel araştırmaları destekleyerek doğru ürünlerin geliştirilmesine katkı sağlıyor. Danem, Türkiye’de bilimsel yayınlarda adı geçen ve araştırma yapılan nadir firmalardan biri” diyerek şirketin ARGE çalışmalarına da dikkat çekti.

YETERLİ MİKTARDA VE SAĞLIKLI YİYELİM

Son olarak Prof. Dr. Zeynep Banu Seydim, sağlıklı yaşamanın yalnızca az yemekle değil, doğru besinleri tüketmekle mümkün olduğunu ifade etti. “Az yiyelim ama sağlıklı yiyelim. Geliştirilen fonksiyonel ürünlerle, vücudun ihtiyaç duyduğu besin bileşenlerini doğru şekilde sağlamak çok önemli. Gıdalarımız bizim ilacımız olacaksa, bunu bilimsel bir temele oturtmalıyız" dedi.