Sağlık

Diz kireçlenmesinde genetik faktör etkisi

Diz kireçlenmesinde genetik faktör etkisi

Isparta MEDİKAYA Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Gökhan Temelli, diz kireçlenmesinin genetik faktörlerle ve aşırı kilo ile bağlantılı olarak gelişebileceğini belirtti.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Temelli, diz kireçlenmesinin erken dönemde ayakta çok kalma veya uzun süre yürüme ile ortaya çıkan ağrılarla kendini gösterdiğini ifade etti.

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Temelli, diz kireçlenmesinin özellikle fazla kilolu bireylerde daha sık görüldüğünü söyleyerek; "Kireçlenme, eklem kıkırdaklarının yıpranması sonucu eklem yüzeylerinin birbirine sürtünmesiyle ağrıya neden olur. Bu da günlük aktiviteleri, özellikle yürüme ve merdiven çıkmayı zorlaştırır" dedi.

MEDİKAYA Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Başhekim Op. Dr. Gökhan Temelli; “Günümüzde polikliniğimize başvuran yaşlı hastaların en çok gördüğümüz şikâyeti, rahatsızlığı kireçlenme. Kireçlenmeye eklemlerin yıpranması olarak bakarız. İnsan vücuda malum zaman içerisinde giderek yıpranıyor saçlarımız beyazlıyor, cildimiz kırışıyor eklemlerimiz de kireçleniyor. Aslında kireçlenme dediğimiz şey eklem de yani 2 kemiğin ucuza gidip hareketi sağlayan bölgesinde mevcut olan kıkırdakların yıpranması eskimesi bir nevi. Böyle olduğu zaman bu sefer kemikler hareket ederken birbirine sürtmeye başlıyor, tabii bu sürtme de iyi bir şey değil çünkü kemiklerin birbirine sürtmesi bu kemiklerin bir süre sonra aşınmasına sebep oluyor öyle olunca da ağrılar başlıyor. En çok gördüğümüz kireçlenme bölgesi genelde Isparta yöresi için söyleyecek olursak dizler, biz diz kireçlenmesinin sık sık görüyoruz. Burada genelde 50 yaşın üzerindeki hastalarda insanlarda daha doğrusu, bu kireçlenme yavaş yavaş başlıyor. Bunu kimlerde daha sık görüyoruz örneğin ailede kireçlenmesi olanların çocuklarında biraz daha kireçlenmeye daha sık görüyoruz. Kilolu olan insanlarda daha sık görüyoruz. Genetik diyebiliriz. Bu işin içinde kilo mutlaka çok etkiliyor zayıf insanlarda da görülüyor. Kireçlenme olmaya başladıktan sonra ilk şikâyet genelde, ayakta çok kalma, çok yürüme durumlarında ağrı oluşuyor ama bu bir süre sonra giderek ilerliyor. Bir süre sonra daha kısa mesafelerde ağrı yapmaya başlıyor hatta biz sık sık görüyoruz çok ilerlediği zaman insanları yürüyemez hale bile getirebiliyor. Dolayısıyla bu bir ilerleyen bir hastalık yani kireçlenme deki en büyük sıkıntı bu zaten, düzenlediği gibi tam tersine tedbir almazsak giderek artıyor. O yüzden biz bir kireçlenme hastasıyla karşılaştığımız zaman iki şey yapıyoruz birincisi, ağrıları sızıları vardır mutlaka onları hafifletmeye çalışıyoruz. İkincisi bunun daha da ilerlemesini daha da kötüye hale gelmesini engellemeye çalışıyoruz. Tabi bunun bu kireçlenme tedavisinde bizim yapacaklarımız kadar hastaların yapması gereken başka önemli şeyler de var, örneğin biraz önce kilosu olanlarda sık görürüz dedik demek ki kireçlenmesi olanların en çok dikkat etmesi kilo vermek olmalı. Kireçlenmesi olanların çok ayakta kalmamaya, çok yorulmaya ve çok yürümemeye dikkat etmesi lazım. Biz ise öncelikle ilaçlarla tedaviye başlıyoruz işte hem ağrıları sızıları gidermeye yarayan ilaçlarımız var, hem kireçlenme daha kötüye gitmesini ilerlemesini diye kullanılan ilaçlar var. Bu ağrıları sızıları gideren ilaçlar ağrı kesici, kas gevşetici ve antiromatizmal ilaç türleri bunları devamlı değil belki ama böyle ağrısı olduğu zamanlarda kullanmak lazım. İlerlemesini engellemek içinse özellikle içeriğinde kolajen, Hyaluronic Acid veya buna benzer eklemleri korumaya yardımcı olan eklemlerin ileride daha fazla yıpranmasını engelleyen birtakım ilaçlarımız mevcut. Üstelik bunların çoğunluğu da genelde yan etkisi olmayan zararsız ilaçlar, öyle bir ilacı da kullanmalarına hastalarımıza sık sık tavsiye ediyoruz. Ancak biraz önce söyledik bu kireçlenme ilerleyici bir rahatsızlık bütün bunlara rağmen daha da artacak olursa farklı tedavi yöntemleri de işin içine girebiliyor, genelde biz ikinci sırada bu diz içerisinde yapılan iğneleri tavsiye ederiz bunların da çeşitleri var. Örneğin halk arasında adına sıvı verme iğnesi denilen ama içinde Hyaluronic Acid dediğimiz madde olan bazı iğneler var. Bunları genellikle yılda bir defa dizi içerisine yapıyoruz ve bu bir yıl boyunca ağrıları azaltmaya, hareketi kolaylaştırmaya, yürüyüşü kolaylaştırmaya fayda ediyor üstüne üstlük bir de kireçlenmenin daha da kötüye gitmesini engellemeye de fayda ediyor. Başka hangi çeşitli iğneler, var son birkaç yıldır özellikle daha çok sık kullanılmaya başlayan bunu da halk arasında kök hücre tedavisi dedikleri veya bizim PRP dediğimiz bir iğne türümüz de var. Bunlar da hastalardan bir miktar kan alıyoruz aynı laboratuvarda kan verirken verdiğimiz kan miktarı kadar yeterli oluyor, bu kanı bir takım işlemlerden geçirdikten sonra bunun bize faydası olan bölümünü ayrıştırıp eklem içerisine iğne yoluyla yaşıyoruz. Bu da güzel bir tedavi yöntemi elbette bekleyenleri düzelmiyor daha doğrusu kireçlenmeyi düzelmiyor, ama hem kireçlenmenin ağırlığını azaltmayı hem de daha kötüye gitmesini engellemeye bunun da yardımı oluyor. Buradaki amacımız zaten hep şu, kireçlenme de düzeltme imkânı maalesef yok yani hiçbir tedavi yöntemi kireçlenmeyi düzelmiyor. Bizim yaptığımız her şey aslında biraz idare etmek için hastaları rahatlatmak için daha kötüye gitmesini engellemek için. bir başka iğne türü o da son bir yıldır biraz daha sıkça uygulanmaya başkandı adına bazen sıvı protez dedikleri, hidrojel denilen bir iğne türü de var. Bu diğer iğnelere yine benzer şekilde düzeltici bir etkisi yok ama ağrılara sıralara azaltmaya kemiklerin hareket esnasında birbirine sürtünmesini azaltmaya yardımcı oluyor. Bu da güzeldi iğne yöntemi bu yeni yöntemlerin iyi tarafı şu bunlar genelde bizim tek yöneticisini görmediğimiz ve üstelik uygulaması da kolay, zararsız yöntemler sık sık da uyguluyoruz. Bu konuda da tecrübemiz oldukça fazla oldu çok sık uygulanan yöntemler. Bunun dışında eldeki başka imkânlar ne var dersek, kireçlenmesi olan hastalara sunacağımız, fizik tedavi yöntemlerinin faydası olabilir diye düşünüyoruz. Fizik tedavide ağrıları azaltmaya, hareketi kolaylaştırmaya faydası olan yöntemler. Ancak bu saydığımız tedavilerin hiçbiri fayda etmezse, o zaman sıra artık ameliyatlara geliyor. Ameliyatlarda biz çoğunlukla diz protezi dediğimiz bir ameliyatı uyguluyoruz, yani aslında diz eklemini bir nevi değiştirir gibi oradaki hareket ederken birbirine sürtüp aşınan harap olmuş eklemi çıkarıp, yerine yenisini ama metalden olanını koyuyoruz. Böylece hastaların en azından kendi günlük ihtiyaçlarını kendilerinin gidermesi, başkasına muhtaç kalmadan yaşayabilmesi için bir yardımımız olabiliyor. Ancak genelde kireçlenmeler de tedavide ki bu yöntemlerin sırasını çok bozmamaya dikkat etmek lazım. Yani kireçlenmesi olana en başta ameliyat tavsiye etmiyoruz, önce ilaçlar, iğneler, fizik tedavi yöntemleri ondan sonra ameliyata düşünmekte fayda var. Çünkü her ameliyatta aslında aynı kural geçerli hiçbir ameliyat %100 güvenilir değil, mutlaka ameliyatta bir takım problemlerle karşılaşabiliyoruz. Diz kireçlenme ameliyatlarında da bunlar var çok sık rastlamasak da mutlaka var. O yüzden eğer bir rahatsızlığı ameliyat dışı yöntemlerle tedavi etme imkânı varsa o daha çok öncelik verilmesi gereken bir seçenek olarak değerlendirmeli” ifadelerini kullandı.