Isparta

Gençler Sanatı Bırakmasınlar

Müziğe ilgisi çocuk çağında başlayan Faruk Özkurt şimdilerde sevdiği işle ilgili işletme sahibi olmaktan gururlu ve mutlu.

Ispartalı müzisyen ve işletme sahibi Faruk Özkurt, gençlerin sanata olan ilgisinin kendisini mutlu ettiğini belirterek, müzikle ilgilenmelerini ve sanatı hayatlarının bir parçası yapmalarını önererek; “Gençler müzik aleti çalmayı öğrensinler, sanatı bırakmasınlar” dedi.
Müziğe ilgisi çocuk çağında başlayan Faruk Özkurt şimdilerde sevdiği işle ilgili işletme sahibi olmaktan gururlu ve mutlu. Özelliklere gençlere karşı olan anlayışı ve yaklaşımı, gençlerin daha çok sanatla uğraşmaları için. Çocuk yaşta darbuka çalmakla başlayan Faruk Özkurt, müzikle geçirdiği yıllarını ve bu süreçte neler yaşadığını anlattı.
26 yaşında olan, Özkurt İşletme sahibi Faruk Özkurt ; “Çocukluğumdan beri, yani 9 yaşımdayken falan, müziğe ilgim başladı. Zaten abimle beraber açtık burayı. Abimden feyz alarak oldu biraz yani, o zamanlar masalara falan vurarak çalmaya başladım. Sonra o dönem Konya'da Cumhur diye bir abim var. Benim ilgimi görünce DVD yüklemiş. Bir de bir darbuka hediye etti bana. Sen müzikle ilgilen, hem dinle, hem onlara eşlik etmeye çalış, dedi. Ben eşlik ederek darbuka çalmayı öğrendim. Sonra bir gün, gene o zaman içinde abimin bir klavyesi (ORG) vardı ama hiç ilgimi çekmiyordu, biraz da eskiydi. Sonra abim kendine yeni bir klavye aldı. Büyük, ışıklı falan, yeni olması beni cezbetti beni aldı götürdü. Tabii abim çalmayı biliyor, bana da öğretmesi için peşinde dolaşıyorum. 2 tane şarkı gösterdi bana, 10 yaşında falan klavye çalmaya başladım. 12 yaşına kadar böyle devam ettim. Sonra geliştirmeye başladım. O dönemde abim ustası, Nihat Turan diye bir ustamız vardı. 6-7 sene falan yanında çalıştık, abim beni ustayla tanıştırdı. Sonra işte bir gün gel dedi, Klavye falan çaldım o zaman. Usta, ben seni düğünlere götüreyim dedi. Öyle tam doğru düzgün çalmayı da bilmiyorum. Beni ilk düğüne götürdü, Zafer Mahallesinde, bizim serüveni böyle başladı. İyice çalışma azmi, iyice, iyice çalışmak istedim. 14-15 yaşına kadar baya bir geliştirdim kendimi 15 yaşında da gazinoya düştüm Ve orada sanatçılarla çalmaya başladım. Hızlı ilerledim biraz. O kadar emek verdim ki, artık günde 5 saat klavye çalıyordum. İşte ondan sonra işte gazinolarda başladım. Tabi orası artık başka bir boyut, Sanatçılara çalmak çok zor. İşte farklı farklı tonlardan, farklı farklı müzikler artık. Çalamadığım şarkıları not alıyordum. Evde çalışıyordum, çünkü bir gün sonra gene sıkıntıya düşmemek için. İşte öyle öyle repertuvarımı genişlettim. 19 yaşıma kadar böyle devam etti.” Diye konuştu.
19 yaşından sonra yaşadığı kazayı anlatan Özkurt sözlerine şöyle devam etti; “ Sonra bir sakatlığım oldu sağ elinde tendon kopması oldu. Ben biraz anneme düşkünüm. Sadece annem değil, aileme çok düşkünüm. Annemi o anda rahatsız olduğunu görünce, elimi cama vurdum işte, ama nasıl yaptım bilmiyorum. Ben bu sürede klavye çalmayı deniyorum ama olmuyor. . Çalmaya çalışıyorum ama olmuyor. Bir daha müzikle uğraşamayacağım yapamayacağım diye çok üzüldüm. Sonra bir gün evde abimin arkadaşları geldi, bağlama çalıyorlardı. Elimde böyle, artık o yaraları iyileşti falan, kendime geldim dedim ya; bir de ben deneyeyim dedim. Orada ilk elime aklımda hatta hiç unutmam Çanakkale türküsünü çaldım. Dedim herhalde olacak hemen gittim kendime, bağlama aldım. O klavyedeki harcadığı mesai bu sefer bağlamaya harcamaya başladım işte. Klavyedeki bildiğim şeyleri bağlamaya aktarmaya çalıştım. Bağlamayı olabildiğince geliştirmeye çalıştığım, İstanbul macerası oldu. Ali Kınık’ta falan çalıştım bir süre, buradaki abilerimle beraber çaldım. Onun haricinde canlı müzik falan çalışmadım, mekân kalmadı zaten oteldir, bardır, meyhane falan, hemen hemen hepsinde çalıştım. Sonra da artık böyle bir yer açma fikri geldi. Bağlamaları, internette tanıtıp satıyorum. Yeni nesil çocukların böyle ilgili olması beni daha çok mutlu ediyor, çok ilgililer. Devir de kötü anne baba, aktivite olsun sanatla ilgilensin istiyor. Gençler söylemek istediğim, sanatı bırakmasınlar ya müzik, resim, spor hangi dalda olursa olsun bırakmasınlar. Olabildiğince üstüne düşsünler daha çok çalışsınlar. Ben elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum hani, zorluğu gördüğüm için. Onlara yardımcı olmaya çalışıyorum, umarım yeni nesilde müzik aleti çalmaya daha çok ilgi gösterirler.” Dedi