Yapay zekâ tabanlı savunma sistemleri, günümüzde siber güvenliğin en önemli bileşenlerinden biri haline geldi. Özellikle tehdit tespiti, anomali analizi ve kötü amaçlı yazılımların belirlenmesi gibi kritik alanlarda, geleneksel yöntemlere kıyasla çok daha yüksek başarı oranları sunuyor. Sürekli öğrenme kabiliyeti sayesinde yeni ve gelişen tehditlere hızla uyum sağlayabilen bu sistemler, insan uzmanların deneyimiyle birleştiğinde çok daha güçlü bir savunma hattı oluşturuyor.
Yapay zekâ tabanlı savunma sistemlerinin etkili olduğunu dile getiren Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Teknoloji Fakültesi’nde görevli ve Siber Güvenlik ve Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ali Süzen, “Özellikle ağ trafiği analizi, kötü amaçlı yazılım tespiti ve iç tehdit belirleme gibi alanlarda geleneksel yöntemlerden çok daha yüksek doğruluk oranları sağlıyor. Yapay Zekâ sürekli öğrenen bir yapıya sahip olduğu için tehdit evrimini de takip edebiliyor. Ancak unutulmaması gereken nokta: Yapay zekâ sistemleri kendi başına değil, insan uzmanlarla birlikte en etkili sonuçları veriyor. Bu nedenle insan + yapay zekâ modeli en ideal yaklaşım olacağı düşüncesindeyim” dedi.
Bu teknolojilerin kurumlar tarafından benimsenmesi sürecinde engeller olduğundan söz eden Doç. Dr. Süzen, “En büyük üç engel olduğunu düşünmekteyim. Birincisi yapay zekânın sistemlerinin hangi verileri nasıl kullandığı sorgulanıyor. Buda gizlilik ve etik konularını ortaya çıkarmaktadır. İkincisi yapay zekâ sistemlerini yönetecek yetkinlikte nitelikli insan kaynağı eksikliği yaşanmaktadır. Son olarak ise geleneksel altyapıların yeni teknolojilerle entegre edilmesi kolay olmuyor” diyerek sözlerini tamamladı.