Yaşam

Isparta'da Mutlaka Görmeniz Gereken Harika Yerler

Halıları, gülleri ve lavantasıyla ünlü Isparta, temmuz sonu ve ağustos başında düzenlenen lavanta hasadıyla yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Isparta’nın neyi meşhur?

Damak çatlatan yemeklerini bir kenara bırakacak olursak Isparta demek halı, güllü ve lavantalı ürünler demek. 

Isparta’ya ne zaman gidilir?

Şehri mora boyayan lavanta çiçeklerinin hasat zamanı olan temmuz ayının sonu ağustos ayının başı bence Isparta’ya gitmek için en harika zaman.

Isparta’dan ne alınır?

Isparta’ya giderseniz gül ve lavantadan yapılan envai çeşit ürünün yanı sıra meşhur Isparta halısı ya da gastronomi meraklılarının favorilerinden olan haşhaşlı çöreğinden alabilirsiniz. 

Yemyeşil ormanların gölgesinde, masmavi göllerin huzurunda hatta kışın bembeyaz karların üzerinde keyif yapmak istiyorsanız hiç düşünmeden Isparta’nın yolunu tutun derim. Tatilinizi muhteşem fotoğraflarla daha da unutulmaz kılmak isterseniz mayısta düzenlenen gül hasadı zamanı ya da temmuz sonu ağustos başında yapılan lavanta hasadı zamanına denk getirebilirsiniz. Özellikle lavanta hasadı zamanı köylerin bir kısmı mora bürünüyor. Diyorum ve sizi Isparta gezi yazımızla baş başa bırakıyorum.

Isparta’da gezilecek yerler

1. Gün: Şehir merkezindeki tarihi yerleri ve Isparta Mutfağı’nı keşfe çıkın

Eski Üzüm Pazarı, Firdevs Bey Bedesteni, Firdevs Paşa Camisi, Etnografya Halı ve Kilim Müzesi gibi tarihi yerleri gezdikten sonra kendinize en güzelinden bir Isparta kebabı ısmarlayın. 

2. Eğirdir’e doğru yol alın

Isparta’nın en güzel ilçeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor bence Eğirdir. Eğirdir’in sadece merkezinde değil yakın çevresinde de keşfedilmeyi bekleyen pek çok güzellik var. Gözünüze kestirdiğiniz bir yerde kahvaltı ettikten sonra Pisidia Antiokheia Antik Kenti, Barla Köyü, Yeşil Ada ve Dündar Bey Medresesi’ni gezebilirsiniz. 

Ardından Eğirdir’in en özel yöresel lezzetlerinden olan sazan dolması ve kerevit ile kendinize mini bir ziyafet çekin.

1) Etnografya Halı ve Kilim Müzesi

Girişindeki kocaman gül heykeli ile ziyaretçilerini karşılayan müzede çok özel motiflerin işlendiği her biri birbirinden güzel el dokuması kilimler sergileniyor. Ispartadaki dokumacılık kültürünün ne kadar zengin olduğunu gözler önüne seren müzede sadece Isparta’da değil tüm Anadolu’da kullanılmış olan 3500’ün üzerinde halı ve kilim sergileniyor. 

Etnografya Halı ve Kilim Müzesi giriş ücreti ve ziyaret saatleriEtnografya Halı ve Kilim Müzesi’ni haftanın her günü 08:30 – 17:30 saatleri arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz. 

2) Aya Baniya Kilisesi

Ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmese de 1750’li yıllardan kalma olduğu düşünülen Aya Baniya Kilisesi üç nesli büyük bir kilise. Günümüzde oldukça yıkık bir halde olsa da üç nesli kocaman Aya Baniya Kilisesi’nin harabe hali bile insanı etkiliyor. 

3) Firdevs Paşa Camii

Isparta’nın en eski camilerinden biri olan Firdevs Paşa Cami 1561 yılında yaptırılmış. Kanunu Sultan Süleyman Dönemi’nde inşa edilen cami günümüzde hala ibadete ve ziyarete açık. 

4) Firdevs Bey Bedesteni

Eski Üzüm Pazarı’nın karşısında yer alan bedesten adından da tahmin edebileceğiniz gibi Firdevs Paşa tarafından yaptırılmış. Firdevs Bey Bedesteni belediye tarafından düzenlendikten sonra çarşı olarak kullanılmaya başlanmış. Isparta’dan hediyelik eşya alabileceğiniz en keyifli çarşılardan biri olan bedestenin içinde lokumcu, çömlekçi ve Isparta’ya özgü hediyelik eşyalar alabileceğiniz pek çok dükkan var. 

5) Eski Üzüm Pazarı

Eski Üzüm Pazarı, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Firdevs Bey Cami’ne gelir getirmesi için dönemin Isparta Valisi Firdevs Bey tarafından yaptırılmış. O dönemde pazarda nefis üzümler satıldığı için hala bu isimle anılıyor. Ancak günümüzde bu alanda kuyumcu, kahveci, tekstilci gibi pek çok farklı mağaza yer alıyor. 

6) Lavanta Vadisi

Her ne kadar Isparta denilince akıllara ilk gül gelse de son yıllarda sosyal medyanın da etkisiyle Isparta’nın lavantaları da oldukça meşhur oldu. Özellikle her yıl temmuz ve ağustos aylarında düzenlenen Lavanta Festivali zamanı başta Keçiborlu İlçesi’de bulunan Lavanta Vadisi olmak üzere Kuşçular, Aydoğmuş ve Kuyucak gibi farklı köyler de muazzam lavanta manzaraları oluyor. 

7) Kuyucak Köyü

En meşhur lavanta tarlalarına ev sahipliği yapıyor Isparta’nın Kuyucak Köyü. Şehir merkezine kırk yedi kilometre uzaklıkta yer alan Kuyucak Köyü’nde mevsimine denk gelirseniz uçsuz bucaksız bir lavanta manzarası sizi bekliyor. Kuyucuka Köyü’nde giderseniz lavanta çiçekleri arasında harika fotoğraflar çekilebilirsiniz. Ancak söylemekte fayda var. Lavanta çiçeklerini arılar da çok seviyor!

Söylemeden de geçmek olmaz Türkiye’nin lavanta üretiminin %93 Kuyucak Köyü’nden karşılanıyor. 

8) Pisidia Antiokheia Antik Kenti 

Pisidia Antiokheia Antik Kenti’nin Helenistik Dönem’de, M.Ö 275 yılında inşa edildiği düşünülüyor. Kalıntılar incelendiğinde Pisidia Antiokheia Antik Kenti’nin Roma Dönemi’nde en parlak yıllarını yaşadığı görülüyor. Bizans Dönemi’ne gelindiğinde ise Hristiyanlık yayılmaya başlamış. Hristiyanlığın yayılmasına önemli katkı sağlayan Aziz Paul’un geçtiği yerler de Hac merkezi sayılmaya başlamış. Bu sebeple antik kentin önemi daha da artmış. Günümüzde de pek çok Hristiyan buranın hac merkezlerinden biri olduğunu kabul ediyor ve hac görevlerini yerine getirmek için Pisidia Antikkheia Antik Kenti’ni ziyaret ederek yürüyüş rotasını tamamlıyor. 

9) Adada Antik Kenti

Sütçüler ilçesinde bulunan ve dağlık bir arazide yer alan Adada Antik Kenti konumu itibariyle oldukça korunaklı bir bölgede yer alıyor. Bu yüzden de günümüze neredeyse hiç bozulmadan ulaşmış. Kesin olmamakla birlikte kentin kuruluşunun M.Ö 2. yüzyıldan önceye dayandığı söyleniyor. Adada Antik Kenti, Roma Dönemi’nde kalma tapınakları, bazilikası, akropolü, çeşmesi, tiyatrosu ile ziyaretçilerini ağırlıyor. Adada Antik Kenti’nin Aziz Paul’ün de yürüdüğü düşünülen ve Hristiyanlar için oldukça önem taşıyan Kral Yolu üzerinde yer aldığını da söylemeden geçmek olmaz.

10) Aksu Zindan Mağarası

Sarkıt, dikitlerin yanı sıra akmataş ve damlataş yapılarını görebileceğiniz Aksu Zindan Mağarası’nın içi tamamen aydınlatılmış. Suları magnezyum ve kalsiyum bakımından oldukça zengin bir yer altı deresinin de aktığı mağaranın içindeki renkli kristal yapılanmalar görenleri kendine hayran bırakıyor. Doğal güzelliklerinin yanı sıra mağaranın girişinde farklı motifleri ile dikkat çeken mozaikler de yer alıyor. 

11) Mada Adası

Mada Adası ya da diğer adıyla Kazak Adası Beyşehir Gölü üzerinde yer alan en büyük ada. Ada adını 1886 yılında adaya yerleşen Kazaklar’dan alıyor. Mada Adası’na ilk yerleşimin Bizans Dönemi’nde başladığı düşünülüyor. Adaya ulaşım teknelerle ya da on beş ton ağırlığına kadar yük taşıyabilen dubalarla yapılıyor. Ancak kış aylarında göl donuyor ve adaya yürüyerek de geçilebiliyor. Macera severlere duyurulur!

12) Pınargözü Mağarası

Türkiye’nin en uzun geçidi ünvanına sahip Pınargözü Mağarası buz gibi suyu ile de dikkat çekiyor. Günümüzde 16 metrelik kısmına ulaşılabilen Pınargözü Mağarası sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da en uzun mağarası olarak biliniyor. İçerisinde damla taş havuzlarının yanı sıra şelaleler ve gölcükler de yer alan Pınargözü Mağarası şehri ziyarete gelenlerin favori doğal güzelliklerden biri. 

13) Kovada Gölü Milli Parkı

Bir zamanlar Eğirdir Gölü’nün bir parçası olan Kovada Gölü yıllar içerisinde koparaak Eğirdir Gölü’nden ayrılmış. Kovada Gölü Milli Parkı’na giderseniz göl çevresinde keyifli yürüyüşler yapabileceğiniz gibi göl kenarında yer alan restoranda bir şeyler atıştırabilirsiniz. 

14) Eğirdir Gölü

Ülkemizin en büyük ikinci tatlı su gölü olan Eğirdir Isparta’da görmeden dönmemeniz gereken doğal güzelliklerden biri. Ispartalılar özellikle yaz aylarında deniz dedikleri Eğirdir Gölü’nün etrafındaki plajlarda bolca vakit geçiriyorlar. Hatta Eğirdir Gölü’nün kenarında bir yelken okulu bile var. Özellikle gençler yaz aylarında burada yelken dersi alıyor. Eğirdir Gölü’ne giderseniz tekne turu yapabilir, balık tutabilir ya da güzel bir balık sofrası eşliğinde manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. 

15) Yeşil Ada

İncecik bir yol ile şehre bağlanan Yeşil Ada üzerinde tarihi bir kalenin yanı sıra bir kaç otel ve restoran yer alıyor. Yeşil Ada’ya doğru ilerlerken 1237 yılında Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yaptırılan Dündar Bey Medresesi’ni ve Hızır Bey Cami’ni gezmeyi de ihmal etmeyin.