Isparta’nın yetiştirdiği başarılı isimlerden biri olan ve Türkiye’de bilgi güvenliği, GRC (yönetişim, risk ve uyum) ve BT denetimi alanlarında uzun süredir çalışan uzman Ezgi Yalçın, uluslararası arenada önemli bir başarıya imza attı. Paris’te düzenlenen Young Leaders Union 2025 zirvesine konuşmacı olarak davet edilen Yalçın, kurumlarda yapay zekanın etik ve güvenli kullanımına ilişkin görüşlerini dünyaya anlattı.
Young Leaders Union 2025 zirvesi kapsamında söz alan Ezgi Yalçın, “Responsible AI in Everyday Decisions” başlıklı konuşmasıyla kurumlarda yapay zekanın karar alma süreçlerine entegrasyonunda ortaya çıkan etik, yönetişim ve güvenlik risklerine dikkat çekti. Yalçın, yapay zekanın artık yalnızca teknik ekiplerin ilgi alanı olmaktan çıkarak karar mekanizmalarının merkezine yerleştiğini ifade etti.
Konuşmasında Responsible AI (Sorumlu Yapay Zeka) yaklaşımının bir teknoloji disiplini değil, kapsamlı bir yönetim anlayışı olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Yalçın, kurumların yapay zeka sistemlerinin yalnızca doğru çalışmasını sağlamasının yeterli olmadığını; aynı zamanda bu sistemleri adil, şeffaf ve denetlenebilir şekilde yönetmekle yükümlü olduklarını belirtti.
“VERİ HÂKİMİYETİ OLMADAN GÜVENLİK MÜMKÜN DEĞİL”
Zirvede data sovereignty (veri hâkimiyeti) konusuna da özel yer ayıran Yalçın, verinin üretildiği yer, sahipliği ve işlenme yöntemleri net biçimde tanımlanmadan güvenli bir yapay zeka ekosistemi kurulamayacağını söyledi. Sınır ötesi veri akışlarında etik sorumlulukların hukuki yükümlülükler kadar kritik olduğunu ifade etti.
Yalçın, yapay zekanın geçmişteki verileri sorgulamadan tekrarladığında eşitsizlikleri yeniden üretebildiğini gösteren örneklerden de bahsetti. Amazon’un 2018’de işe alım süreçlerinde kullandığı algoritmanın cinsiyet önyargısı oluşturmasına değinerek, bu durumun yalnızca teknik bir hata değil, kurumsal değerlerle ilgili bir yönetişim sorunu olduğuna dikkat çekti.
GÜVENLİK–MAHREMİYET DENGESİ YENİDEN TARTIŞILIYOR
Şehir güvenliği projelerinde kullanılan predictive policing (öngörüsel polislik) uygulamalarına da vurgu yapan Yalçın, bu sistemlerin bazı toplum gruplarını istatistiksel verilere dayanarak haksız şekilde hedef alabileceğini belirtti. Bu örneklerin, güvenlik ile mahremiyet arasındaki dengenin teknik bir optimizasyon meselesi olmaktan çıkıp etik bir sorumluluk alanına dönüştüğünü gösterdiğini söyledi.
“ETİK LİDERLİK TEKNOLOJİ KARARLARININ MERKEZİNDE OLMALI”
Konuşmasının son bölümünde etik liderlik kavramını yapay zeka yönetişimiyle ilişkilendiren Yalçın, kurumlarda alınan teknolojik kararların yalnızca verimlilik odaklı değil, aynı zamanda adalet ve insani değerleri gözeten bir çerçeveye oturması gerektiğini savundu.
Yalçın, “Kurumsal etik, yapay zeka yönetiminde algoritmik doğruluk kadar belirleyici bir faktör olmalı” diyerek konuşmasını tamamladı.