Bugünün Türkiye’sinde Atatürkçü düşüncenin en çok ihtiyaç duyulan yönlerinin başında Laiklik, devletçilik ve halkçılık ilkelerinin geldiğini söyleyen Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Mevlüt Özil, “Günümüzde laiklik neredeyse yok edilmek üzere. Laikliğin temelinde, kısa özetiyle şunu söyleyebilirim: Mustafa Kemal’in laiklik anlayışı bize verilmek istenen gerçek tanımdır. Laiklik, dinin ve ibadetin güvencesidir aslında. Bu ilke çerçevesinde yapılan uygulamalar, insanların inançlarını istedikleri gibi yaşayabilmelerinin güvencesidir. Başkalarına zarar vermediğin sürece istediğin düşünceye ve inanca sahip olabilir, inançlarını yaşayabilir, ibadetini yapabilirsin. Devlet buna müdahale etmemelidir; hatta devlet adına hiçbir müdahale olmamalıdır. Sadece devlet değil, sokaktaki mahalle baskısı bile kişinin düşünce ve inançları yüzünden oluşmamalıdır” diyerek, Atatürk’ün laiklik ilkesini açıkladı.
Başkan Özil, “Laikliği çoğu zaman “dinsizlik” olarak nitelendiriyorlar. Oysa bizim cumhuriyetimiz dine dayalı bir cumhuriyet değildir. Din ile devlet işlerini ayırır ama dine destek de verir. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurduran Mustafa Kemal Atatürk’tür. İnsanların ibadetini güvence altına almıştır. Hatta Japonya’da ilk ezanın okunduğu camiyi Atatürk tadilat yaptırmıştır” diye konuştu.
Bizim laiklik anlayışımızla bugünkü laiklik anlayışı arasında büyük fark vardır diye konuşan Özil, “İslamiyet adına “İslamcılık” oynayanlar, İslamiyet’e en çok zarar verenlerdir. Laiklik temelde İslamiyet’i bu tip kişilerden korumak için de vardır” diyerek sözlerini tamamladı.
