Lozan Mübadilleri Derneği Isparta Şubesi tarafından düzenlenen Türk Sanat Müziği konseri, 14 Nisan 2025 Pazartesi akşamı Isparta Belediyesi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği konser, Ispartalılar için unutulmaz bir geceye dönüştü.
Tevfik Sidal Gözener'in şefliğinde sahne alan Türk Sanat Müziği Korosu, izleyicilere klasikleşmiş ve sevilen eserlerden oluşan özel bir repertuvar sundu. Gecenin sunuculuğunu ise Müjgan Yıldız üstlendi.
Konsere Isparta Valisi Abdullah Erin, İl Jandarma Komutanı Dr. Yunus Karamanoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Musa Macit ,İl Genel Sekreteri Abdullah Çelik ve İl Milli Eğitim Müdürü Recai Ocak da katılarak geceye anlam kattı. Protokol üyeleri, konser boyunca koroya eşlik ederek keyifli anlar yaşadı.
Konser öncesi bir konuşma yapan Lozan Mübadilleri Derneği Isparta Şube Başkanı Haldun Özveren, mübadele sürecinin tarihsel arka planını ve derneğin misyonunu şu sözlerle ifade etti:
Sözlerime, büyük önder Atatürk’ün “Mübadiller, kaybedilmiş toprakların aziz hatırasıdır.” sözleriyle başlamak istiyorum.
Dernek başkanı olarak, derneğimizin statüsü ve kuruluş amaçları hakkında bilgi vermek istiyorum.
Derneğimiz, 2001 yılında kurulan, uluslararası bir statüye sahip olan Lozan Mübadilleri Vakfı’nın bir alt kuruluşudur.
Öncelikle derneğimizin isminin açılımından bahsetmek istiyorum:
LOZAN: İsviçre'de bulunan bir şehirdir. Önemi, 30 Ocak 1923 tarihinde yeni kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin TBMM üyeleri ile 10 ülke temsilcisinin aralarında yaptıkları bir barış antlaşması ile anlaşılmıştır. Bu toplantıda ayrıca sadece T.C. ile Yunanistan arasında bir ek madde daha görüşülerek karara bağlanmıştır.
MÜBADİL: Arapça bir kelime olan “mübadil”; yer değiştiren, değiş tokuş edilen kişi demektir.
Şimdi meselenin özüne gelirsek: Osmanlı Devleti’nin 1. ve 2. Balkan Harbi sonrası sahip olduğu toprakları kaybetmesi sonucunda, bu ata topraklarda yaşayan ve toprakların gerçek sahibi olan insanlar, doğup büyüdükleri, hayat kurdukları, mal sahibi oldukları her şeyin yabancısı olmuşlardır. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, mülk sahibi oldukları, elleriyle yetiştirdikleri ağaçları, bahçeleriyle birlikte; yenilgiyi hazmedemeyen Rum topluluklar, bir zamanlar komşuları olan insanlara çeşitli ıstıraplar yaşatmıştır. İnsanlar, ibadetlerini yapamaz, barış içinde yaşarken bir anda komşularına düşman olmuş, “ağam”, “abim” dediği insanlar sokağa çıkamayacak duruma getirmiştir. Bu olumsuzluklar karşısında çözüm üretilmesi gerekmiştir.
Bu nedenle, Türkiye'de yaşayan ve Osmanlı vatandaşı olan Rumlar ile Yunanistan’ın Selanik, Nasliç, Grebne, Kesriye, Girit gibi yerlerinde yaşayan 400 bin Müslüman Türk ile Türkiye'de yaşayan 1.200.000 Ortodoks Yunan asıllı insan arasında zorunlu değişim anlaşması yapılmıştır.
Fakat bu değişim, sancılı ve acıklı bir serüvenin başlangıcı olmuştur. Biliyor musunuz? 24 saat içinde, bir hayatı geride bırakarak bilinmeze doğru yola çıktılar. Hayatınızı geçirdiğiniz evinizi, malınızı, üzüm bağınızı, ağaçlarınızı, çiçeklerinizi, çok sevdiğiniz kedinizi, köpeğinizi ve diğer hayvanlarınızı geride bırakarak, terk etmenin çaresizliği içinde yeni bir hayata başlıyorsunuz.
Çeşitli kentlerden toplanan 400 bin insan Selanik’te toplanıp, başlangıçta 12 vapur ve daha sonra ilave edilen 50 vapur ile bir kıyıdan alınarak başka bir kıyıya taşındı. Bu gemilerin en ünlüsü, adına türküler yazılan Gülcemal Vapurudur. Rahmetli babam, emekli öğretmen Tayyip Özveren de, rahmetli babaannemin kucağında henüz 3 yaşındayken bu gemiyle gelmiştir.
Bu anlaşmanın tek bir kuralı vardı: Her iki ülkeden takas edilen bu insanlar, geride bıraktıkları hiçbir şey için hak iddia edemeyecek, dava açamayacak ve geldikleri yere bir daha gidemeyeceklerdi.
Zorunlu göçün getirdiği olumsuzluklar nedeniyle bu dönemde 38.000 kişi kaybı verilmiştir. Bu yüzden mübadeleye “kayıp bir kuşağın hikâyesi” denilebilir.
Mübadele ile Isparta’ya 1.175 kişi iskan edilmiştir. Isparta’dan da Yunanistan’a 6.785 Rum gönderilmiştir.
Mübadilleri 3 kuşak olarak mütalaa edersek:
• 1. kuşak mübadiller, büyük bir dram yaşamış ve hayatta kalma mücadelesi vermiştir.
• 2. kuşak mübadiller, çalışkanlıkları sayesinde bulundukları yere tutunmuş, kendilerinden sonraki nesillere iyi bir gelecek bırakmak için hayatlarını harcamışlardır.
• Bizler ise 3. kuşak evladı fatihanlar olarak, atalarımızı mahcup etmemek için bulunduğumuz statünün en iyisini yapmak için çaba gösterdik.
Derneğimizin amacı, bu geçen süreci bizden sonra gelecek nesillere aktarmak; folklorik, kültürel, sanatsal, gastronomik değerleri korumaktır. Bunun için seminerler, konferanslar düzenlemekte; dernek üyeleri arasında dayanışmayı sağlamakta ve bu değerlere saygılı tüm vatandaşlarımızla bütünleşmeyi hedeflemekteyiz.
Biraz sonra izleyeceğimiz Türk Sanat Müziği koromuz da bu çalışmalarımızın bir bölümüdür. Son zamanlarda pop ve arabesk kültürü ile yetişen halkımıza Türk Sanat Müziği’nin sevilmesini ve korunmasını sağlamak en büyük hedeflerimizdendir.
Sözlerimi, kalbi vatan ve bayrak sevgisiyle dolu herkesin derneğimize üye olabileceğini belirterek noktalıyorum.
Allah, büyük Türk milletine bir daha böyle bir acı yaşatmasın. Bizleri vatansız ve bayraksız bırakmasın.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.
Dernek Başkanı Feridun Haldun Özveren’in ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlik, Lozan Mübadilleri Derneği’nin kültürel mirasa verdiği önemi bir kez daha gözler önüne serdi. Türk Sanat Müziği’nin ruhunu yaşatan konserde, izleyiciler hem nostaljik hem de duygusal anlar yaşadı.
Gecenin sonunda izleyiciler, koro üyelerini ve şefi uzun süre ayakta alkışlayarak beğenilerini dile getirdi. Bu anlamlı konser, Isparta’da kültürel yaşama katkı sunan özel bir etkinlik olarak hafızalarda yer etti.