Isparta

Uygulamalardan Öğreniyoruz, Peki Doğru mu Yapıyoruz?

Uygulamalardan Öğreniyoruz, Peki Doğru mu Yapıyoruz?

Günümüzde beslenme hakkında bilgiye ulaşmak her zamankinden daha kolay; yapay zekâ destekli uygulamalar, sosyal medya içerikleri ve çeşitli dijital platformlar bireylere kendi başlarına beslenme planları oluşturabilecekleri hissini verebiliyor. Ancak bu bilgi bolluğu, her zaman doğru ve kişiye uygun yönlendirmeler anlamına gelmiyor. Özellikle yapay zekâ sistemleri, kişisel verileri analiz edebilse de; bir bireyin sağlık durumu, yaşam tarzı, kültürel alışkanlıkları ve psikolojik ihtiyaçları gibi birçok önemli faktörü yeterince göz önünde bulunduramaz. Tam da bu noktada, bilimsel bilgiyi bireye özel bir bakış açısıyla harmanlayan uzman desteği büyük önem taşıyor.

Diyetisyen Cansel İzgi Tezcan, “Yapay zekâ, geniş veri setlerinden yola çıkarak kişiye özel gibi görünen planlar oluşturabilir. Ancak bir bireyin yaşamı yalnızca “kalori” ya da “makro dağılım” gibi sayısal verilerle sınırlı değildir. Gerçek bir uzman, danışanın genel sağlık durumu, kullandığı ilaçlar, mevcut hastalıkları, sosyal yaşamı, kültürel beslenme alışkanlıkları ve hatta psikolojik durumu gibi pek çok faktörü bir arada değerlendirir. Bu nedenle, yapay zekânın sunduğu öneriler yalnızca bir “ön taslak” ya da fikir olarak ele alınmalıdır. Bir beslenme planının sürdürülebilirliği, danışanın motivasyonu ve fizyolojik ihtiyaçlarının detaylı analizi, mutlaka uzman bir diyetisyen tarafından yapılmalıdır. Sonuç olarak, yapay zekâ güçlü bir destek aracı olabilir; ancak insan uzmanlığının yerini alması mümkün değildir” dedi.

Dijital çağda bilgiye ulaşmak kolaylaştıkça, danışanlar da beslenme konusunda daha fazla soru ve veriyle geliyor. Özellikle internet ve uygulamalar üzerinden edinilen bilgiler, zaman zaman kafa karışıklığına yol açabiliyor. Sık sık bu sorularla karşılaştığını dile getiren Diyetisyen İzgi Tezcan, “Danışanlarım internetten ya da çeşitli beslenme uygulamalarından edindikleri bilgileri benimle paylaşıyor. Ben ise bu bilgileri yalnızca "doğru" ya da "yanlış" şeklinde değerlendirmekle kalmıyor; mutlaka bilimsel altyapılarını ve fizyolojik temellerini de açıklıyorum.

Çünkü bir kişinin beslenme okuryazarlığı ve kendi bedenine dair farkındalığı arttıkça, bu tür içeriklere yaklaşımı da çok daha sağlıklı ve bilinçli oluyor. Bu sayede danışan, hem yanlış bilgilerin olası zararlarından korunuyor hem de sürece çok daha güvenli ve motive bir şekilde devam edebiliyor” diyerek sözlerini tamamladı.