Yapay zekâ sistemlerinin toplum üzerindeki etkisi derinleşirken, uzmanlar "Vicdani Yapay Zekâ Sorumluluğu" çağrısında bulunuyor. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Teknoloji Fakültesi’nde görevli ve Siber Güvenlik ve Bilişim Hukuku Derneği Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ali Süzen, şu açıklamaları yaptı:

“Kesinlikle böyle bir sorumluluğa ihtiyacımız var. İçinde bulunduğumuz paradigma değişimi bunu zorunlu kılıyor. Geleneksel yaklaşım, kullanıcı eğitimi ve bireysel sorumluluk temelinde şekillenmişti. Ancak günümüzde yapay zekâ sistemleri öyle karmaşık bir hâle geldi ki, ortalama bir kullanıcının bu sistemlerin nasıl çalıştığını anlaması ve kendini koruması artık gerçekçi değil. Bu durum, ciddi bir güç dengesizliği yaratıyor.”

“Bu bağlamda "Vicdani Yapay Zekâ Sorumluluğu"nu şu şekilde tanımlayabiliriz: Devletler ve teknoloji şirketleri, yapay zekâ sistemlerini tasarlarken, geliştirirken ve dağıtırken, bu sistemlerin insan hakları ve mahremiyet üzerindeki potansiyel etkilerini önceden değerlendirmeli ve proaktif koruma mekanizmaları geliştirmelidir. Bu yalnızca yasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda etik bir zorunluluktur.”

Vicdani Yapay Zekâ Sorumluluğunun üç temel ilkeye dayanması gerektiği üzerinde duran Doç. Dr. Süzen, bu ilkelerin yapay zekâ sistemlerinin etik, güvenilir ve insan haklarına saygılı biçimde geliştirilmesi ve kullanılmasında hayati bir rol oynadığını vurguladı:

Isparta'da Bugün Elektrikler Kesilecek
Isparta'da Bugün Elektrikler Kesilecek
İçeriği Görüntüle

Şeffaflık İlkesi: Yapay zekâ sistemlerinin kişisel verileri nasıl topladığı, işlediği ve kullandığı konusunda açık ve anlaşılır bilgi sağlanmalıdır.

Veri Minimizasyonu İlkesi: Yalnızca amaç için gerekli olan en az miktarda veri toplanmalı ve işlenmelidir.

Hesap Verebilirlik İlkesi: Sistemlerin aldığı kararlar izlenebilir, denetlenebilir ve gerekçelendirilebilir olmalıdır.

Yapay Zekâ Denetiminde Etik ve Demokratik Sorumluluk

Denetim mekanizmasının çok katmanlı ve kapsayıcı bir yapıya sahip olması gerektiği üzerinde duran Doç. Dr. Süzen, “Bu kapsamda, Bağımsız Yapay Zekâ Denetim Kurulları oluşturulmalıdır. Algoritmik Etki Değerlendirmesi (Algorithmic Impact Assessment) yasal olarak zorunlu hâle getirilmelidir. Gerçek zamanlı izleme sistemleri devreye sokulmalıdır. Sivil toplum kuruluşları ve akademik yapılar, denetim süreçlerine aktif biçimde dâhil edilmelidir.”

“Bu konu sadece bir teknoloji meselesi değil; aynı zamanda demokratik toplumun geleceği için hayati öneme sahip. Çünkü yapay zekâ sistemleri, yalnızca bireysel değil, toplumsal davranışları da şekillendirme gücüne sahip. İşte bu nedenle, bu gücün sorumlu, şeffaf ve etik bir şekilde kullanılması için proaktif ve bütüncül bir yaklaşım gereklidir” diyerek sözlerini noktaladı.

Muhabir: Nazlı Nur Çınardal