Burdur Gölü’nün kuruyan 600 hektarlık sahası için başlatılan proje, tozlaşmayı önlemeyi, kuraklığa dayanıklı bitkilerle ekosistemi yeniden canlandırmayı hedefliyor.
Uzun yıllardır suyunun çekilmesi problemiyle karşı karşıya olan Burdur Gölü'nün kuruyan sahalarının rehabilitasyonu amacıyla Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın Teknik Destek Programı kapsamında desteklediği “Burdur Gölü Kuraklığa Dayanıklı Bitkilerde Ekolojik Restorasyon ve toprak Rehabilitasyonu” başlıklı bir proje başladı. Burdur ve Isparta Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri başta olmak üzere Burdur Gölü havzasındaki kamu kurumları, üniversiteler ve diğer paydaşların katılımıyla, gölün ekolojik ve ekonomik yönden yeniden kazanılması hedefleniyor.
Yetkililer, projenin ilk imzalarının geçtiğimiz günlerde atıldığını belirterek, halihazırda analiz çalışması faaliyetlerinin yürütüldüğünü aktardılar.
Projenin Kapsamı ve Motivasyonu
Proje, göl aynasına girmeden, kıyı kenar çizgisinin dışında kalan ve yaklaşık 600 hektarlık çok büyük bir coğrafyayı kapsıyor. Yetkililer, Burdur Gölü'nün kenarından geçerken görülen girdaplar ve toz sorununun projenin temel motivasyonu olduğunu dile getirdiler. Hem Isparta Senir'de hem de Burdur'da büyük bir problem olan toz taşınımı (tozlaşma), insan sağlığını doğrudan etkileyen en önemli çevresel kirlilik mevzularından biri olarak öne sürülüyor.
Projenin temel hedefleri, mevcut çekilen sahaların ekonomik bir faaliyete değil, rehabilitasyon faaliyetine tabi tutulabilmesini sağlamak üzerine kuruldu. Bu kapsamda rehabilitasyon sürecinde başarılı olunması için dört ana kriter belirlendi:
1. Tozlaşmayı önlemek.
2. Tuzlu toprakta yetişen bitkiler tespit etmek.
3. İklim değişikliği değerlendirmesi yapılarak kuraklığa dayanıklı bitkileri belirlemek.
4. Bölge ekonomisine katkı sağlayacak ekonomik değeri yüksek ürünler elde etmek.
Projenin yürütülmesinde, uluslararası örnek teşkil eden Aral Gölü tecrübelerinden de faydalanılacağı kaydedildi.
Analiz Safhası Başladı
Projede şu anda gelinen noktada rehabilitasyon çalışmalarına başlamadan önceki kritik adım olan analiz safhasına geçildi. Bu safhada öncelikle toprak ve su kaynaklarının niteliği belirlenmek üzere 49 farklı numune temin edildi ve analiz edilecek. Toprak analizlerinde; bünye (satürasyon), tuz, pH, kireç, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, organik madde, demir, mangan, çinko ve bakır gibi elementlerin yanı sıra ağır metal analizleri (Cd, Co, Cr, Pb, Ni) yapılacak.
Su analizlerinde ise; klorür, karbonat, bikarbonat, sülfat, sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve bor gibi anyon ve katyonların yanı sıra bazı ağır metaller (As, Cr, Cu, Ni, Zn, Pb, Cd, Hg, Fe, Al ve Mn) incelenecek.
Analiz sonuçlarına dayanarak, bilim adamları ve uzmanların katılımıyla, bu ekolojik sahanın hangi bitkisel ürün deseni kullanılarak rehabilite edilebileceği tanımlanacak. Uzun yıllardır göl çevresinde gözlenen toz taşınımı ve partikül kaynaklı hava kirliliği, yüzey stabilizasyonu ve bitkisel örtü rehabilitasyonu çalışmalarıyla önemli ölçüde azaltılacak; böylece insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkiler giderilerek bölgenin hava kalitesi iyileştirilecek. Rehabilitasyonun bir diğer çıktısı olarak, uzun süredir çorak ve boz görünümdeki kuruyan göl sahasının yeniden yeşil bir peyzaj karakterine kavuşturulması planlanıyor; bu da hem görsel kaliteyi artıracak hem de alanın ekoturizm potansiyelini güçlendirecek. Ekolojik sürdürülebilirlik açısından, tuzluluğa ve kuraklığa dayanıklı bitki türlerinin seçimiyle toprağın su tutma kapasitesi ve biyolojik çeşitliliği artırılacak, erozyon riski düşürülecek. Böylelikle proje, yalnızca çevresel kirliliğin önlenmesine katkı sunmakla kalmayıp, Burdur Gölü ekosisteminin yeniden doğal döngüsüne kavuşmasını sağlayarak bölge için uzun vadeli bir sürdürülebilirlik modeli oluşturacak.