İŞTE DETAYLAR...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yürütülen kapsamlı soruşturmaların merkezinde yer alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) resmi olarak şikayet edildi. Şikayet dilekçesini sunan Avukat İsmail Sami Çakmak, Gürlek’i "makamını siyasetin hizmetine sunmakla" ve "hukukun ciddiyetini zedelemekle" suçladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran soruşturmalarda, aralarında İBB Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu 237 kişi gözaltına alınmıştı. 19 Mart’ta gerçekleştirilen operasyonun ardından ülke genelinde protesto gösterileri başlamış, yargının tarafsızlığı bir kez daha sorgulanır hale gelmişti.
“Gürlek, Yargı Makamını Siyasetin Aracı Haline Getirdi”
Cumhuriyet gazetesi yazarı Aytunç Ürkmez’in haberine göre, Av. Çakmak tarafından HSK’ya sunulan şikayet dilekçesinde Gürlek hakkında ağır suçlamalar yer aldı. Dilekçede, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı görevindeki Akın Gürlek, hukukun üstünlüğünü korumakla yükümlü olması gerekirken, bu makamı siyasi hesapların yürütüldüğü bir zemine dönüştürmüştür” ifadelerine yer verildi.
Gürlek’in geçmişte Adalet Bakan Yardımcılığı yapmış olmasına da dikkat çeken Çakmak, bu görevin ardından başsavcılık görevine atanmasının “şaibeli” olduğunu savundu. Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“İktidarın Bakan Yardımcılığı görevinden, doğrudan yargının en kritik pozisyonlarından birine atanması, hukuki değil siyasi bir tercihtir. Bu tercih, yargı bağımsızlığı ilkesini doğrudan ihlal etmektedir.”
“Anayasayı İhlal Ediyor, Görevi Kötüye Kullanıyor”
Şikayet, sadece Gürlek ile sınırlı kalmadı. Aynı dosyada soruşturmayı yürüten diğer savcılar ve gözaltı kararlarına imza atan hâkimler hakkında da “Anayasayı ihlal” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamaları yöneltildi. Çakmak, dilekçesinde vatandaşlık sorumluluğuyla hareket ettiğini vurguladı:
“Anayasa’nın başlangıcında belirtilen hükümler doğrultusunda, adaletin sağlanması için vatandaşların da görev alması gerektiği belirtilmiştir. Bu bilinçle hareket ediyorum. Adaletin yeniden tesisi için bu suç duyurusunu yapmam anayasal bir haktır.”
Gözaltı Sorgularında “Aklı Zorlayan” Sorular
Dilekçede dikkat çeken bir diğer bölüm ise, soruşturma sürecinde yöneltilen soruların niteliğine ilişkin eleştiriler oldu. Belediye Başkanı'nın özel kalem müdürüne "Başkan'la niye konuştun?" ya da makam aracı şoförüne "Neden başkanın yanındaydın?" gibi sorular yöneltilmesini “akıl dışı” olarak niteleyen Çakmak, bu tutumun “adalet mekanizmasının ciddiyetini zedelediğini” vurguladı.
“Bu tür sorgular, hem hukukun hem de adli makamların itibarını zedeler. Soruşturmanın ciddiyeti yerle bir edilmiştir. Gürlek, verdiği emirlerle sadece hukuk dışı uygulamalara imza atmakla kalmamış, aynı zamanda kolluk kuvvetlerine de hukuka aykırı davranma talimatı vererek onları da suça ortak etmiştir.”
“HSK Bu Süreci Görmezden Gelemez”
HSK’ya yönelik doğrudan eleştirilerin de yer aldığı şikayet metninde, kurulun tarafsızlığını koruması ve yargının siyasi etkilerden uzak tutulması gerektiği vurgulandı. Avukat Çakmak, HSK’nın süreci görmezden gelmesinin kurumun da sorumluluk taşımasına yol açabileceğini belirtti:
“Bu tür uygulamaların arkasında durabilecek cesareti ve gücü bu kişilere kim vermektedir? Bu sorunun cevabını kamuoyu çok iyi bilmektedir. Bu güç, iktidardan alınmaktadır. Ancak bizler, HSK’nın bu duruma göz yumduğuna inanmak istemiyoruz. Yine de, ‘HSK bu gidişatı düzeltmeyi düşünüyor mu?’ sorusu bizim en doğal anayasal hakkımızdır.”