Akran zorbalığı, ne yazık ki yaş, cinsiyet, gelir düzeyi ya da eğitim seviyesi tanımayan evrensel bir sorun haline gelmiş durumda. Genellikle eğitim denildiğinde akla yalnızca okul okumak, üniversite bitirmek, yüksek lisans ya da doktora yapmak geliyor. Ancak bu tür akademik başarılar, bireylerin zorbalığa yönelmesini tamamen engelleyemiyor. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesinde Akademisyen ve Sosyolog Ahmet Aydın, konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Ailelerin ekonomik durumu ne olursa olsun, eğer çocuklarına örf, adet, gelenek ve görenekler doğrultusunda "adabı muaşeret" kurallarını öğretir ve bu kuralları kendi yaşamlarında da uygularlarsa, bu ailelerin çocuklarında zorbalığa yönelme oranı istatistiksel olarak oldukça düşük olmaktadır. Ancak aileler bu temel değerleri vermezse, çocuklar her yaşta, her kültür seviyesinde ve her sosyal sınıfta zorbalık yapabilir hâle gelmektedir” diye konuştu.
Akran zorbalığını yalnızca belirli bir sosyoekonomik sınıfa ya da eğitim seviyesine indirgemenin doğru olmadığını dile getiren Sosyolog Aydın, “Elbette bazı bölgelerde ya da gruplarda oranlar daha yüksek olabilir; ancak bu, yüksek gelirli veya yüksek eğitimli bireylerin zorbalık yapmadığı anlamına gelmez. Zorbalık her kesimde görülmektedir” diyerek sözlerini tamamladı.