Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, atopik dermatitin artan yaygınlığına dikkat çekerek, tedavi ve önleme yöntemlerini paylaştı.
Atopik dermatit, vücutta kaşıntı, kızarıklık ve sulantıyla birlikte seyreden, genellikle genetik geçişli bir cilt hastalığı olarak dikkat çekiyor. Özellikle çocukluk çağında sık görülen bu hastalık, ilerleyen yaşlarda daha az görülmekle birlikte, tedavi edilmediğinde hayat kalitesini olumsuz etkileyebiliyor. Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, atopik dermatitin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
ATOPİK DERMATİT KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Prof. Dr. Yıldırım, “Atopik dermatit, genellikle bebeklik ve çocukluk dönemlerinde başlar. Ancak, bu hastalık ergenlik ve yetişkinlik dönemine kadar devam edebiliyor. Atopik dermatit, genetik geçişli bir hastalıktır. Ailede anne ya da babada bu hastalık varsa, çocukta da benzer belirtiler görülebilir" dedi. Yıldırım, bebeklerde genellikle 2. ayda başlayan belirtilerin, yanaklarda kızarıklık, sulantı ve bazen hafif pullanma şeklinde kendini gösterdiğini belirtti.
ATOPİK DERMATİTİN BELİRTİLERİ
Konuşmasına şu şekilde devam eden Yıldırım, “Atopik dermatit, ciltte aşırı kuruluk, kaşıntı ve kızarıklık ile kendini gösterir. Bebeklerde yanaklar, çocuklarda diz ve dirseklerin iç yüzünde kızarıklık, sulantı ve kepeklenme gibi belirtiler görülebilir. Yaş ilerledikçe bu lezyonlar vücudun diğer bölgelerine de yayılabilir. İki yaşından sonra, atopik dermatit genellikle boyun, kol içleri ve diz arkaları gibi bölgelerde görülmeye başlar" diye konuştu.
ÇEVRESEL FAKTÖRLERİN ETKİSİ ARTIYOR
Atopik dermatit vakalarında çevresel faktörlerin rolü giderek daha belirgin hale geldiğini ifade eden Yıldırım, "Kapalı alanlarda fazla vakit geçiren, sokakta oyun oynamayan çocuklarda bu hastalık daha sık görülüyor. Ayrıca, mikroplarla karşılaşma oranı azaldıkça, alerji potansiyeli de artabiliyor. Hastalığın yaygınlığında çevresel faktörlerin etkisi de çoktur. Ev tozları, polenler, gıda katkı maddeleri, kimyasal maddeler ve deterjanlar gibi etmenler atopik dermatiti tetikleyebiliyor” diye konuştu.
ATOPİK DERMATİT TEDAVİSİ
Atopik dermatit tedavisinde ilk adımın, hastanın yaşam alışkanlıklarının düzeltilmesinden geçtiğini belirten Prof. Dr. Yıldırım, "Anne babalar bebeklerine yünlü kıyafetler giydirmemeli, pamuklu kumaşlar tercih etmelidir. Ayrıca, aşırı sıcak suyla banyo yapmaktan ve aşırı deterjanlı ürünlerden kaçınılmalıdır" dedi.
NEMLENDİRME ÖNEMLİ
Derideki kuruluk, atopik dermatit hastalarının en büyük sorunu olduğunu kaydeden Yıldırım, “Bu nedenle, tedavi sürecinde nemlendirici ürünlerin kullanılması önerilmektedir. Bebekler için özel olarak üretilmiş hassas ciltler için uygun nemlendirici ürünler kullanılmalıdır" diye ekledi.
KAŞINTI GİDERİCİ İLAÇLAR
Kaşıntıyı gidermek için kaşıntı önleyici ilaçlar, çocuklar için genellikle şurup, yetişkinler için ise tablet formunda kullanılabiliyor. Ayrıca, ağır vakalarda kortikosteroid içeren veya içermeyen kremlerle birlikte ağız yoluyla alınan ilaçlar devreye girebilir.
TEDAVİYE DİKKAT EDİLMELİ
Prof. Dr. Yıldırım, atopik dermatitin sürekli kontrol altında tutulması gereken bir hastalık olduğunu belirtti. "Atopik dermatit tedavi edilmezse ve kontrol altında tutulmazsa hastalıkta alevlenmeler oluşabilir. Bu nedenle, tedavi sürecinde hekimle sürekli iletişim halinde olunmalı" dedi.
ERKEN TANI VE DOĞRU TEDAVİ
Atopik dermatit, genetik faktörler ve çevresel etmenlerin birleşimiyle ortaya çıkan bir hastalık olsa da, doğru tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir. Prof. Dr. Mehmet Yıldırım, ailelerin ve hastaların erken tanı ve tedaviye önem vermeleri gerektiğini belirterek, atopik dermatit tedavisinde hekimle sürekli iletişimde kalmanın büyük önem taşıdığını vurguladı.
