Yasaklı madde kullanan bireylerde hem fiziksel hem de psikolojik birçok belirti görüldüğünü ifade eden Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Bağımlılıklarla Mücadele Koordinatörü ve Sosyolog Ahmet Aydın, hızlı kilo kaybının en dikkat çekici fiziksel belirtilerden biri olduğunu belirtti.
Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Bağımlılıklarla Mücadele Koordinatörü ve Sosyolog Ahmet Aydın, yasaklı madde kullanımının bağımlılık türleri arasında en tehlikeli olanı olduğunu belirterek, bu konuda farkındalığın artırılmasının önemine vurgu yaptı. Aydın, özellikle ailelerin çocuklarını bilinçlendirmesi gerektiğini ifade etti.
Madde bağımlılığının günümüzün en ciddi toplumsal sorunlarından biri olduğunu belirten Ahmet Aydın, bağımlılığın genellikle kişinin yalnızlık, dışlanmışlık hissi ya da kendini kanıtlama isteğiyle başladığını dile getirdi. Özellikle ergenlik dönemindeki bireylerin, arkadaş ortamında kendini kabul ettirme çabasıyla bu tür zararlı alışkanlıklara yöneldiğini belirtti.
“Ergenlik çağındaki bireyler, 'Ben de varım' mesajı vermek adına arkadaşlarının baskılarına boyun eğerek madde kullanımına yönelebiliyorlar” diyen Aydın, yasaklı madde kullanımının sıklıkla bu yaşlarda başladığını söyledi. Günümüzde sigara kullanımının 8-9 yaşlarına kadar indiğini belirten Aydın, bu durumun madde bağımlılığı riski açısından alarm verici olduğunu ifade etti.
Ahmet Aydın, “17-18 yaşında bir bireyin ortalama 60-65 kilo olması gerekirken, madde bağımlılığı nedeniyle bu rakam 36-37 kiloya kadar düşebiliyor” dedi. Ayrıca geçmeyen yaralar, terleme, titreme ve iştahsızlık gibi sorunların da yaygın olduğunu ekledi.
Psikolojik etkilerden bahsederken, madde bağımlısı bireylerin toplumdan kendini soyutladığını, ailelerinden uzaklaştığını ve asosyal bir yaşam tarzı benimsediklerini vurgulayan Aydın, bu bireylerin ruhsal çöküntü yaşadıklarını belirtti. Yasaklı madde kullanan bireylerin çevreleri tarafından dışlandığını ifade eden Aydın, bu durumun bağımlılığı daha da derinleştirdiğini belirtti. “Madde bağımlısı bireyler, arkadaş çevrelerinden uzaklaştırılıyor ve aileleri tarafından kabul edilmekte güçlük çekiyorlar” diyen Aydın, bu bireylerin toplumda bulaşıcı bir hastalık taşıyormuş gibi algılandığını dile getirdi. Ailelerin, çocuklarının madde bağımlısı olduğunu genellikle gizlemeyi tercih ettiğini belirten Aydın, bu durumun hem birey hem de toplum için ciddi sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti.
Bağımlılık türleri arasında tedavisi en zor olanın yasaklı madde bağımlılığı olduğunu vurgulayan Ahmet Aydın, bu süreçte bireyin kurtulma isteğinin en önemli adım olduğunu söyledi. “Davranışsal bağımlılıklarda irade tek başına yeterli olabilir, ancak madde bağımlılığında bireyin ciddi çaba göstermesi gerekiyor” diyen Aydın, tedavi sürecinde aile ve uzman desteğinin hayati önem taşıdığını belirtti.