Gebelik dönemi, yalnızca annenin değil, bebeğin de yaşam boyu sağlığının temellerinin atıldığı en kritik süreçlerden biri olarak öne çıkıyor. Diyetisyen Esra Apaydın, gebelikte beslenmenin sıradan bir beslenme süreci olmadığını vurgulayarak, bu dönemin hem bebeğin biyolojik gelişimi hem de annenin vücut depolarının korunması açısından hayati önem taşıdığını belirtti.
Hücre İnşası ve Organ Gelişimi
Apaydın’a göre, bebeğin organları, sinir sistemi ve kemik yapısı anne karnında hızla gelişiyor. Bu gelişim için protein, sağlıklı yağlar, vitamin ve minerallerin anneden bebeğe sürekli olarak aktarılması gerekiyor. Anne yeterli ve dengeli beslenmediğinde, bebek ihtiyacı olan besinleri annenin kendi depolarından almaya başlıyor.
Anne Sağlığı da Risk Altında
Yetersiz beslenme durumunda vücudun, bebeği korumak adına annenin kemiklerinden kalsiyum, kanından demir çektiğini ifade eden Apaydın, bunun uzun vadede annede diş kayıpları, kemik erimesi ve ciddi kansızlık gibi sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti.
Vücut Büyük Bir Değişimden Geçiyor
Gebelik süresince annenin kan hacminin yaklaşık yüzde 50 oranında arttığını belirten Diyetisyen Apaydın, kalbin daha fazla çalıştığını, rahmin büyüdüğünü ve emzirme için meme dokusunun geliştiğini söyledi. “Tüm bu fizyolojik ve hormonal adaptasyonlar, ciddi bir enerji ve besin desteği gerektirir” dedi.
Doğum Sonrası ve Emzirme İçin de Belirleyici
Sağlıklı bir gebelik beslenmesinin, doğum sonrası toparlanmayı hızlandırdığını ve emzirme döneminde anne sütünün besin kalitesini doğrudan etkilediğini vurgulayan Apaydın, yanlış bilinen bir noktaya da açıklık getirdi: “Hamilelikte hedef ‘iki kişilik yemek’ değil, ‘iki kat kaliteli yemek’ olmalıdır.”
Apaydın, gebelik sürecinde bilinçli ve dengeli beslenmenin hem anne hem de bebek sağlığı için vazgeçilmez olduğunun altını çizdi.