Türkiye sağlık ve sosyal hizmet işleri sendikası yönetimi ve üyeleri SDÜ hastanesini önünde işçilerin alacağını geriye dönük ödemeler için eylem yaptı.
Eylemde bir açıklama yapan Semra Karaçetin, “Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanemizde çalışan 800 Sağlık işçisi için 1 Şubat 2025 Yürürlük Başlangıç tarihli Toplu İş Sözleşmemizi 18 Ağustos’ta imzaladık. İmza tarihinin üzerinden 38 gün geçti. Bugün hala Şubat – Ağustos ayları arasında hak ettiğimiz ücretler hesaplarımıza yatırılmadı. Ve hastane müdürlüğü tarafından bize bu ücretlerin Maliye Bakanlığı Tarafından 4 taksitte gönderileceği ve geriye dönük alacaklarımızın 4 taksitle bizlere ödeneceği söyleniyor.
600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü imzalandıktan sonra bakanlıklara bağlı kurumlarda sözleşmeler imzalanıp burada çalışan işçilere geriye dönük ücret farkları bakanlıklar bütçesinden tek seferde ödenirken, aynı üniversitenin Rektörlük tarafında 10 nolu Büro İş Kolunda çalışan işçi arkadaşlarımızın geriye dönük ücret ödemeleri Genel Bütçeden tek seferde ödenirken aynı üniversitenin hastanesinde çalışan sağlık emekçilerine “maaşı döner sermayeden alıyorsunuz” denilerek zaten gecikmiş olan alacağımızın taksitlere bölünmesi ne adalete yaraşır ne de insan onuruna…
Biz pandemide, yangında, her türlü afette görevinin başında olan sağlık emekçileriyiz.
Biz taksitle çalışmadık, taksitle ödemeyi kabul etmiyoruz!
İşçilerin alın teriyle kazandığı ücret, kimsenin lütfu değildir. Ücret, işçinin en temel hakkı, emeğinin karşılığıdır. Üniversite hastaneleri, işçiye ödemesi gereken maaşı ve alacaklarını “taksit taksit” ödemeye kalkışmakta, işçiyi adeta borçlu gibi taksitlere mahkûm etmektedir.
İşçinin maaşı, pazarlık konusu da değildir, bölünüp parçalanacak bir alacak da değildir. Ücreti zamanında ve tam ödemek, işverenin asli ve yasal yükümlülüğüdür. Taksitle ödeme dayatması, işçiyi yokluğa, borca sürüklemektedir.
İşçinin alın teriyle hak ettiği ücreti “taksitle ödeme” girişimleri, hem Anayasa’ya hem İş Kanunu’na hem de iş hukukunun temel ilkelerine aykırıdır. Bu uygulama, işçiyi mağdur eden, alacaklarını belirsizliğe sürükleyen, işçinin emeğini değersizleştiren bir hukuksuzluktur.
Bizler biliyoruz ki; işçi evine ekmek götürmek için her gün canla başla çalışmaktadır. Çocuğunun okul masrafını, evinin kirasını, mutfak harcamasını taksitle mi yapıyor? Elektrik, su, doğalgaz faturasını taksitlendirme şansı var mı? Hayır! Öyleyse işçinin alın terinin karşılığı neden taksitle ödeniyor?
550 bin kamu işçisi geriye dönük ücret farklarını tek seferde alırken sadece üniversite hastanelerinde aynı statüde çalışan sağlık emekçilerinin alacaklarının taksitlendirilmesinin akıl ve mantıkla izahı yoktur.
Türkiye Sağlık İş Sendikası olarak buradan yetkililere sesleniyoruz; devletimizi, hiç kimsenin kamu işçisinin ücretini zamanında ödeyemeyecek kadar aciz duruma düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. İşçinin ücreti kutsal bir alacak olup, öncelikli alacak niteliğindedir.
İşverenin ödeme güçlüğü yaşaması, işçinin hakkını erteleme veya bölme gerekçesi olamaz. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi dahil pek çok üniversite hastanesi işçilerinin geriye dönük ücretlerini ödemediği halde cezaya maruz kalmamak için ödemedikleri ücretin primlerini SGK’ya bildirdi. Bu suçtur! SGK’ya zamanında bildirim yapmamanın cezası var da işçiye zamanında ödeme yapmamanın cezası yok mu? Bu hukuksuzlukların son bulması için ücretlerimizin bir an önce ödenmesi şarttır.
Biz kamu işçisiyiz, ama maaşımızı döner sermayeden alıyoruz. Sorunun kaynağı budur. Bunun çözümü ise basittir. Tüm kamu işçilerin ücretleri döner sermayeden değil genel bütçeden karşılanmalıdır.
İşçiyi mağdur eden, emeği değersizleştiren bu uygulamalara son verilsin!
İşçinin alın teri kuruşu kuruşuna, zamanında ve eksiksiz ödensin!
Bu sadece bir ücret meselesi değil; emeğe saygı mücadelesidir. Türkiye Sağlık İş Sendikası olarak emeğimizin karşılığını alana kadar haklı mücadelemize devam edeceğiz. Bugün Basın açıklaması ile başlattığımız eylemimizi hakkımızı alana kadar büyüteceğiz” ifadelerini kullandı
